15 Eylül 2014 Pazartesi

2006 Yılında Craig Robertson Tarafından Gerçekleştirilen Fotoğraf Çekimleri Yeni Yayınlandı.

0 yorum

A Promise Filminin İtalya Posteri Yayınlandı.

0 yorum

Alan Rickman, A Little Chaos Filmiyle Toronto Film Festivaline Katıldı.

0 yorum
13 Eylül'de gerçekleştirilen Toronto Film Festivaline Alan Rickman ve Kate Winslet beraber katıldı. 20 yıl sonra tekrar bir araya gelen oyuncular sevgi dolu halleriyle dikkat çekti.

Diğer resimlere ulaşmak için TIKLAYINIZ.

11 Eylül 2014 Perşembe

Alan Rickman, yönettiği ve rol aldığı A Little Chaos filmiyle ilgili röportaj verdi. Sizler için Mert Kapıcıoğlu çevirdi. Keyifli okumalar.

0 yorum
Toronto Film Festivali’nin sadece yarısı bitti, ve buna rağmen birçok festival filmi Oscar adayı olarak ortaya çıktı -  Foxcatcher, The Theory of Everything ve Wild gibi – Halen seyirciyle buluşmayı bekleyen birçok acayip ve ilgi çekici film var. Bunlardan birisi de 14 Eylül’de Uluslararası Toronto Film Festivali’nin kapanış filmi olacak olan, Alan Rickman’ın romantik-drama dalındaki A Little Chaos filmi. Kate Winslet, Kral 14. Louis’in Versay’daki sarayında asıl tanıtım programlarından birini toplayıp tasarlamak için rekabet ederken  cinsel ve sınıfsal sorunlarla karşılaşan, Sabine De Barra adındaki iradeli bir 17. Yüzyıl Fransız bahçıvanını oynuyor. Aklını ve zekasını kullanarak, sarayın ünlü bahçe mimarı André Le Nôtre’nin (The Drop filminden Matthias Schoenaerts) dikkatini çeker, ve bahçenin eşsiz bir güzellik cenneti haline gelmesini isteyen Güneş Kralı ile yüz yüze gelir.

Daha fazla kibir veya ilgisizliği çoğu aktörün uzunca bir monolog ile başarabildiği kalkmış tek kaş ile ifade edebilen, Rickman’ın kendinden başka kim böylesine güçlü bir kralı oynar. A Little Chaos, 1997’de The Winter Guest’ten beri Rickman’ın ilk kez kamera arkasına geçişi – arada birçok tiyatral oyunlar yönetmesine rağmen. A Winter Guest oyuncularından Emma Thompson, Sense and Sensibility’den beri Rickman’ın uzun bir zamandır arkadaşı. A Little Chaos ile, Rickman diğer Dashwood kardeşleriyle ve kadın ve aktris haline geldiği aktör/yönetmen harikalarıyla bir araya geldi.

Toronto’da dağıtım için alınan filmden özel bir görüntüde, Winslet’in oynadığı Sabine bazı çalıları ve çiçekleri değiştirmek için kralın bahçıvanının arsasına girer. Ama baş bahçıvan burada değildir, kral tarafından erkenden gönderilmiştir. Böylece baş bahçıvan güzellik tarafından etrafı çevrilmiş yalnızlığın tadını çıkarabilecektir. İyi ya da kötü, Sabine kralla ilk kez yüz yüze geldiğinde onun kralı olduğunu fark etmez.

ENTERTAINMENT WEEKLY:  Sizinki gibi bir film, bir Indie devri, bunu gerçekten sevip savunan biri olmadan bu günleri güzelleştirmez. Bu hikâye sizin için neden bu kadar önemli?

Alan Rickman: Hikâye herhangi bir tek okumalık senaryo kadar özel.  Başka bir şey yönetmeye çok yakındım, ama bu seferki mümkünlük, para, birlikte gelenler ve bunun gibi şeyler oyuncuların dilinde birdirbir oynamaktır. Tiyatronun dışında hiçbir şey yönetmekte gerçekten özgür olmamıştım – Harry Potter’da yer alırken küçük bir sinema yönetmenliği yapmıştım  – ama her yıl 7 hafta çekim yapıyorsun ve bu bir filmi yönetmeyi imkânsız yapmak için yeterli. Bu seferkinde zaten güzel bir yazar var.  Ve bu Alison Deegan, o filmin senaristi. Phyllida Law’u “Kocam ve oğlum birbirlerinin kollarında öldüler; Ben hemen hemen buradayım.” diye bir dize söylerken bulduğunuzda, “Bunlar, büyük aktörlerin kendine özen gösteren satırlar bıraktıkları dizelerdir” diye düşünürsüz. Ve bu büyük yazarlıkla gelen bir birikmişliktir. Bu bütün silahların her an ateşlenmesi değildir, ama umarım bir tür birikmişlik etkisi vardır.



Böylesine güçlü bir karakteri yönetme isteğinizi oluşturan neydi?
Sabine’yi sadece bir birey olarak görüyorum, ama tabii ki ben ve geçmişteki ben sette bir bayan yazar ve Kate ile onun duyarlılığı tarafından çok iyi bir şekilde yönlendirildim. Senaryoyu okumadan hiçbir şey yönetemiyordum, hayaller sayfanın dışına çıkmaya başladı. Bu tür şeyler bir bakıma sizin ilginizi ister, senaryoda dediği gibi “Ya ben ne olacağım?”

“Duyarlılık” bana sizin ve Kate’in Sense and Sensibility’de ilk kez çalışmanızı hatırlattı. Kate bu projeye nasıl adım attı?
Evet, Kate ve ben o 19 yaşındayken birlikte çalışmıştık, yani bu şu ana büyük bir sıçrama. Senaryoyu okuduğunuzda, fark edersiniz ki bu belki de ellerini kirletip iyice temizleyecek kişilerin çok kısa bir listesi ve ayrıca sizi onların fiziksel enerjileri kadar zihinsel enerjilerine de inandırır. Etrafta bunu yapabilecek çok fazla kişi yok. Ve zamanla bu filmi gerçek bir şeymiş gibi görmeye başladım, Kate bu rolü oynamaya yetecek kadar yaşlı. Eğer film daha erken olsaydı, Kate çok genç olabilirdi. Onun belirlenmiş işiyle ve büyük kaybın acısını çekecek kadar olgun biri olmasıyla, profesyonel bir oyuncu olduğuna inandığınız yerde birisi olmalı. Kate’in şimdi 3 çocuğu var, bunlardan birisi biz çekim yaparken bildirildi. Onlardan biri yüzünden, bazı yerlerde Kate’in korsesini belirteceğiz ve söyleyeceğiz. “İşte orada sen varsın.”

Bu doğru. Toronto’daki geçen yılı hatırladım. Kate, Jason Reitman’ın Labor Day filmi için oradaydı ve hamileydi. Yani sizin filminizce çekerken de hamile olmalı.
Evet. Öyle olduğunu biliyor, sigorta için teşekkürler Tanrı’m. Hayır, başladığımızda hamile olduğunu bilmiyordu ve sonra kendisi ortaya çıkardı. Bu onu kaynak olarak adlandırmayı korkunç bir şey yapmasının nedeni. Ama mucizevî şekillerde, sadece onun aktör arkadaşlarını dinleme yeteneği değil ve o arkadaşlarıyla birlikte burada. Ama ayrıca onun dayanıklılığı olağanüstü, çünkü o neredeyse her sahnede. Ve çekimlerin bitmesiyle, bence 14 haftadır hamileydi ve biz onu sabah saat 1 de soğuk suya atıyorduk. Suda hamile bir kadın var (sahnede), ve bu yönetmeni çok korkuttu ve bu olurken çok destekleyici bir koca olanları izliyordu.

Kate 20 yılda bir aktris olarak nasıl değişti? Yoksa o halen aynı mı?
Açıkçası o aynı değil, ama onun hakkında güzel olan büyük bir hediye gibi, onu son derece cesur ve olağanüstü bir şekilde hazırlayan bazı şeyler halen aynı. Daha sonra düzenleme odasında, herhangi bir sahneye bakabilirsiniz. Ve geniş çekim, orta çekim, yakın çekim tamamen kusursuzca eşleşecek. Sol el bir çanta taşıyor olacak ve sağ el aynı hizaya gelecek, yani bunun anlamı her şey kullanışlıdır. Ama bunların hiçbiri ukalalıkla yapılmamıştır. Bu önceden planlanmış gibi değildir. Zorunlu olmasını istemediğim veya beklemediğim devam eden şeyler var. Kate her zaman tazelikle düşünür, bu yüzden o diğer aktörleri dinlerken kamerayı sadece ona doğru kurabilirsiniz ve bu Kate gibi bir oyuncunun varsa altın değerindedir.


Söylediklerinize göre, bence Kate inanılmaz bir yönetmen olabilir.
Bunu ona söylemeye devam ediyorum. “ Ne zaman yönetmenlik yapacaksın?” diyorum. Ama Kate hakkındaki şey, hayatının sadece iş etrafında dönmemesi. Yanıtını tam olarak hatırlamıyorum, ama neredeyse bir omuz silkmeydi ve sonra “Kızımdan gelen aramayı cevaplarken bekle bir dakika” ya da “Oğlum için bir doğum günü partisi düzenlemeliyim” dedi. Bir hafta sonu geçtikten sonra geri geldi ve elinde onların koruyucu kağıt kostümler giyerkenki fotoğrafları vardı. Çünkü birbirlerine pişmiş fasulyeler attıkları bir doğum günü geçirmişlerdi. İşte bu Kate. Hayatıyla ilgili olmasına rağmen, bir eş ve anne olmasına rağmen, kendisi olduğu kadar da bir oyuncu. Aslında bir film yönetebileceğine dair belki de içerilerde bir yerde bazı bağlantılar vardır, ama – ne olduğunu biliyor musunuz? Çok güçlü bir dünyası var. İstediği zaman onu yapar, eğer isterse.

Yönetmenliğe ek olarak, 14. Louis’i oynuyorsunuz. Bu sorumlulukları nasıl dengelediniz?
İnsanlar bunu nasıl yapar, bilmiyorum. Ralph Fiennes çok iyi bir arkadaş. Invisible Woman’ı nasıl yaptı, bilmiyorum. Yapmamalıydı demiyorum, ama nasıl olduğunu da bilmiyorum. Değişmek gerçekten zor. Bunu başarabilmemin tek bir sebebi var, o bir yönetmen gibi, Louis, bu yüzden suratına aynı ifadeleri takınıyorsun.  Bir yönetmen olarak, bütün olanları bir şekilde görüyorsun. Bu, her şeyi gören etrafı çevirmiş dev bir göz gibidir ve yönergeler vermeyi mümkün kılar: “Şunu oyna,” “Bunu yapma,” “Böyle yap,” “Bu rengi değiştir.” Ve bunun nereden geldiğini bilmiyorum, ama oluyor, bir kere iş sana verildi ve ben belki de Louis harika bir yönetmen olabilirdi diye hissediyorum.

Evet, Louis’in, hayranların Prof. Snape ve sizin diğer unutulmaz karakterlerinizden fark edeceği kapsamlı bakışları var.
Bir oyuncu olarak, dinleme yeteneğine çok meraklıyım. İnsanlar birbirini gerçekten dinlerken oyunculardan önce olmaya başlayan bir tür görünmez elektrik akımı vardır. Eğer insanlar konuşmalarını sadece sırası geldiğinde yaparken elektriği alırsa, alacağının hepsi budur. Ama ne zaman ki aktif bir şekilde dinlerseniz, insanlar arasındaki boşlukta bilinmeyen bir şey oluşmaya başlar. Yani işte bu, filmde devam etmesini umduğum şey.

Bu tasvir bana Sabine’nin eski bahçede yürüdüğü ve Louis’in huzur ve sakinliğini bozduğu – tabii ki kim olduğunu bilmeden – sahneyi hatırlattı. Bu sahne, oyuncuların dinlemesine iyi bir örnek.
Bence bir bakıma, hem de onlar için değişimin bir tür dayanağı.  Nasıl birlikte ilerleyecekleri hakkında. Kate ile daha önce çalışmış olmak, bir güven seviyesi getiriyor. Yani sadece oturup sohbet edebilirsiz. Ama asıl etki, bu sahnede bizim aslında bir uçuş pistinde olduğumuz kâbusudur. Bu yüzden bütün gün zorlukla odaklanmak zorunda kaldık, çünkü bence her 30 saniyede bir uçak uğruyordu. (Gülerler). Çok kötüydü,  bu yüzden kamera arkası görüntüleri oldukça eğlenceli. Kesinlikle uçakların kalkış seslerini duyabiliyorduk. Bu yere lanet uçaklardan kaçınmak için özellikle gittik ve sonra onlar tarafından işkenceye uğradık. Söyleyeceğimin hepsi, “Birbirlerine güvenen iki oyuncuyu heyecanlandırmadığı için Tanrı’ya şükürler olsun.” Ek olarak “ Kurgu süreci için Tanrı’ya şükürler olsun.”
Bu tecrübe, yönetme isteğinize şifa oldu mu?
Şifa mı? Yönetmeyi bırakmak için tek seçenekti. Bu bir hastalık mı?

Sadece ne kadar işe yaradığını bilmiyorum. Ve belki de bazıları için çocuk doğurmak gibi, acıyı unutmak için birkaç yıla ihtiyaçları var. Oysa bazıları geriye dönmeye heveslidir.
Bilmiyorum, kendimi kıyaslamıyorum, ama – Clooneyi Clint Eastwood ve diğer oyuncular gibi insanların enerjilerinden dolayı son derece cesaretliyim. Bence Gary Oldman uzunca bir tatilin ardından (benimkinden sonra) tekrar yönetmenlik yapacak. Bilmiyorum, kimsenin bunu George Clooney’den istediğini düşünmüyorum, istemediler değil mi? Sadece ne yapmak istiyorsa onu yapması için bıraktılar, o da bir projeyle heyecanlandı. Nasıl olması gerekiyorsa onu destekliyorum.

13 Ağustos 2014 Çarşamba